Sürdürülebilir ve yüksek oranlı ekonomik büyüme için tasarruf oranlarının artması kaçınılmaz.
OECD ülkelerinde emeklilik fonlarının toplamı 18,6 trilyon USD, GSMH’ye oranı ise ortalamada %71,6. Hollanda gibi her üç basamağı da içeren dengeli bir emeklilik sistemine sahip ülkelerde bu oran çok daha yukarılara çıkıyor (%135). Bunun yanında kamu borçlanma sorunu yaşadıklarından dolayı son dönemlerde haberlerde sık sık sözü edilen ülkelerin emeklilik fon büyüklükleri ya yok ya da yok denecek kadar az. Emeklilik fonları yatırım yapmış oldukları kamu borçlanma araçlarının derinleşmesine faydalı olduğu için ülkelerin dış borç gereksinimini de azaltıyor.
Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi öngörülenden çok daha hızlı bir büyüme sergileyerek 2,6 milyon katılımcıya ve 14 milyar TL’lik fon büyüklüğüne ulaştı.Bir ülkedeki tasarruf alışkanlıklarının o ülke ekonomisine etkisi oldukça büyük. Birçok ekonomiste göre tasarruflar, ekonomik büyümenin temelini oluşturuyor.
Çin ve Hindistan’ın olağanüstü yüksek tasarruf eğilimleri, bunun günümüzdeki en önemli kanıtları olarak gösteriliyor (2010 yılı datasına göre sırası ile %54 ve %35) . Diğer taraftan konut finansmanı kaynaklı 2008 krizinin çıkış nedenlerinin temelinde de aşırı düşük bireysel tasarruf oranlarının olduğu genel kabul görmüş durumda . Türkiye’de brüt tasarrufların Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranı %13,8 seviyesinde. Bu oran, gelişen (emerging markets) ülkelerin ortalamasından (%32,9) da, dünya ortalaması olan %18,6’dan da oldukça düşük. Sürdürülebilir ve yüksek oranlı ekonomik büyüme için tasarruf oranlarının artması kaçınılmaz. Bunun da en etkin yolu, uzun vadeli tasarruflar veya emeklilik sistemi aracılığı ile yaratılan birikimler.
Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi öngörülenden çok daha hızlı bir büyüme sergileyerek 2,6 milyon katılımcıya ve 14 milyar TL’lik fon büyüklüğüne ulaştı. Ancak hala yakalanması gereken büyük bir potansiyel mevcut. Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi benzer ekonomilerde emeklilik fonlarının GSMH’ye oranı %6 ila %16 arasında değişirken, Türkiye’de bu oranın henüz ancak %2,3 seviyesinde olmasından da bu potansiyelin boyutu net bir şekilde anlaşılıyor. Türkiye’nin orta vadede bu ülkelerdeki seviyeleri yakalaması bekleniyor. Nitekim Bireysel Emeklilik Sistemi’nin 2020 yılında GSMH’nin %5’ine tekabül eden 120 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaşacağı tahmin ediliyor.
OECD üyesi olmayan ülkeler de emeklilik fonlarının önemini kavramış durumda. Brezilya’da emeklilik fon büyüklüğü 2010 yıl sonu itibarı ile 300 milyar USD’yi aştı. Bu tutar Panama’da 145 milyar USD, Kolombiya’da 46 milyar USD, Peru’da 31 milyar USD, Rusya’da ise 51 milyar USD.
Demek ki 14 milyara gelen fon büyüklüğünden, mevcut sistemle 120 milyara gitmemiz tek başına yeterli olmayacak. 120 milyar yerine örneğin 300 milyara nasıl gideriz?
Bireysel emeklilik sektörünün hızlı büyümesini sağlayacak olan yeni bir sistemle: İkinci Basamak Emeklilik ! Bu sistemde işveren, çalışanları adına belli oranda katkı payını emeklilik hesaplarına yatırır. Devletin sağladığı birinci basamak emeklilik sistemine ilave olarak bu sistemin kurulduğu ülkelerde emeklilik sisteminin ve tasarrufların bu yolla çok hızlı büyüdüğünü görüyoruz. Örneğin: Meksika’da 1997 yılında kurulan zorunlu bireysel emeklilik sistemi 2010 sonu itibarı ile gayri safi milli hasılasının %10,6’sına erişmiş durumda. (Gönüllü mesleki ve bireysel sistemlerinin toplamı ise %2 seviyesinde.) 1999 yılında Polonya’da kurulan benzer zorunlu sistem yine 2010 sonunda gayri safi milli hasılasının %15,7’sine ulaşmış durumda.
Bu ülkelerinkine benzer bir sistemin Türkiye’de uygulanması durumunda ikinci basamak emeklilik fonlarının büyüklüğünün 10 yıl gibi kısa bir sürede gayri safi milli hasılanın %10’una veya 260 milyar TL’ye ulaşacağını bekleyebiliriz. Bu fonlar da Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesinde ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki konumunu pekiştirmesinde çok önemli bir rol oynayacaktır.
İkinci basamak emeklilikle ilgili şu anda netleşmiş bir çalışma yok. Hükümet Programı’nda emeklilik birikimlerinin artmasını hızlandırmak için farklı olasılıkların değerlendirileceğine ilişkin çok muğlak bir ifade yer aldı.
Ancak bugünün belirsizliklerle dolu dünyasında tasarrufu, geleceği düşünmeyi, planlamayı ve kenara para koymayı devlet de teşvik etmeli. Emeklilik Yasası olan, şirketlerin kurulduğu, rekabetin kıyasıya oluştuğu ve üstelik SSK gibi bir sorunu olan ülkemizde devlet kesinlikle İkinci Basamak Emekliliği bir an önce başlatmalı.